25 - 30 sene önce şartlar kötü de olsa gıpta ile izlenirdi Türk Futbolu..
Bahis yoktu, iddia hiç yoktu..
Zaman zaman sadece, ama sadece "hatıra dayanan şikeler olurdu."
Ne para dönerdi, ne bugün olduğu gibi "dönme dolap" çevrilirdi..
Kalu bela yıllarından söz etmiyorum..
25 - 30 yıl öncesine dikkat çekiyorum.. Bu yıllarda Futbol Federasyonu Başkanı, yönetim kurulu üyeleri "samimiyete dayanan" bir yönetim gösterirdi..
Yalanları yoktu..
Dolanları yoktu..
Riyaları yoktu..
Riyakarlıkları yoktu..
Sahte bakış yoktu..
Sahtekar düşünce yoktu..
Dangalaklık yoktu..
Dandiklik yoktu..
Birlik vardı..
Dirlik vardı..
Ve "adamlık" vardı.
Bugün, bunların tam tersi bir duruş ve "ucube anlayış" biçimi var..
Arkadan konuşma var..
Arkadan hançerleme var..
Hasetlik var..
Hastiiiiirlik var.
.......
Yaşanan pisliklere, hayasızlıklara, onursuzluklara ülke olarak tanık o-lu-yo-ruz..
Rezil ve zibil yaşamayı, adına bahis denen adreslerde arayanlar sadece kendilerini bitirmemiş, Türk Futbolu'na hançer saplamıştır..
Gerçek budur, böyle de kalacaktır..
Daha anlaşılır bir dille söyleyeyim,
-Türk Futbolu, bundan böyle "futbolsuz Türk" olarak a-nı-la-cak-tır..
Adamı olan, arkasına ağa babalarını alan bazı teknik direktörler (!) Türk Futbolu'nun tam göbeğine oturtulmuş..
Dikkat edin, '"oturmuş" demiyorum, "oturtulmuş" tan DEM vuruyorum..
Efendiler (!) Pazartesi kovuluyor, öteki pazartesi gelmeden bir başka takımın başına getiriliyor..
Bu noktaya da dikkat edin,
"geliyor" demiyor, getiriliyor" dan DEM vuruyorum..
Makas'ları var..
Maşa'ları var..
Yapılan bazı transferlere bakıyorsunuz...
Garipliklerle dolu..
-Al gülüm..
-Aldım gülüm..
-Ver gülüm..
-Verdim gülüm..
Daha net ifade edeyim,
"30'a ver, 300 yaz.. Sen de kazan ben de kazanayım" hinliği ve cinliği..
"Müsebbip kim?" derseniz...
"Türk futbolu'nu Fut BO lu Türk'e önce eviren, sonra çeviren... En önemlisi, futbolun F'sinden anlamayan koftirik yöneticiler" derim... Veladdallin amin'i de kelamınım kuyruğuna ek-le-rim.