VERSİTE ÜNİ

Başlığı okuyunca hiçbirşey anlamayıp;

"Ne demeye çalışıyor bu adam?" diyebilirsiniz..

Haklısınız.. Ve hatta, çok haklısınız.

Ne demeye çalıştığıma geçmeden önce üniversitelerimizi; "Olsalar da olur olmasalar da olur" konumuna dönüştürüp, konu mankeni pozisyonuna sokan aklın (!) bu hassas meseleye nasıl bakması gerektiği hususunu açıklayayım..

Evet, "VERSİTE ÜNİ" dedim..

Tersten okuyun, kolaylıkla çözersiniz.. Başlığı ters çevirince, üniversiteden söz ettiğimi görürsünüz..

Göremeyenler, yani "bile isteye" görmek istemeyenler görmez, ama siz görürsünüz.

......

Okullarda müfredat'ın önce anasını, sonra babasını, daha sonra da tüm sülalesini ağlatmaktan zevk alan güruhun ucube tutumları yüzünden gençlerimiz okumaktan vazgeçmiş..

-Nedeni ne?

-Okuyup bir OT olmayacağını çok iyi biliyor da onun için..

Çocuklarımızdaki bu anlayış, üniversite çağlarında çok daha vahim bir hale dönüşmüş..

Bitmedi... DAHA'sı var..

O DAHA da şu;

-Üniversitedeki eğitimini bırakıp, "Ne iş olursa yaparım" diyen aslanlarımız var..

Üniversite eğitimini maddi darboğaz, inançsızlık ve tükenmişlik yüzünden yarım bırakanların sayısı 400 bine yaklaşıyor..

Korkunç bir rakam..

-Bu kimin işbilmezliği?

-Bu kimin ayıbı?

-Bu kimin suçu?

-Bu kimin aymazlığı?

-Bu kimin çapsızlığı?

-Ve ve ve... "Bu rezil ve zibil durumu durduramayan kimler?

Bu noktada sorulacak tek soru budur.. Gayrısını aramayın "beyhude" olur..

Aramayı kafaya mı koymuşsunuz?

"Bulmadan olmaz" mı diyorsunuz?

"Ya olacak, ya olacak" diye mi tutturmuşsunuz?

İnadınız inat mı?

O zaman yapabileceğiniz tek iş; "İlla ki müfredat, illa da müfredat" diyen çok bilmişleri (!) bulacak, onlara; "VERSİTE ÜNİ'lerimizi bu hale nasıl düşürdünüz?" sorusunu en anlaşılır biçimde ve en üst perdeden so-ra-cak-sı-nız.