Adana’nın UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na “Gastronomi Şehri” olarak katılma hayali, bu yıl için gerçekleşemedi. Kentin güçlü mutfak geleneğini uluslararası arenaya taşımayı amaçlayan başvuru, UNESCO tarafından olumsuz değerlendirildi.
Uzun süredir heyecanla beklenen sonuç, özellikle turizm ve gastronomi sektörlerinde büyük bir beklenti yaratmıştı. Kebabı, şalgamı, bici bicisi, analı kızlısı, içli köftesi ve daha pek çok özgün lezzetiyle Türkiye’nin gastronomi başkentlerinden biri olarak görülen Adana, bu unvanı resmileştirerek dünya sahnesinde yerini almak istiyordu.
Ancak bu yıl yalnızca sınırlı sayıda şehrin kabul edildiği UNESCO süreci, Adana için hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Başvurunun reddedilmesinde teknik eksikliklerin yanı sıra, yoğun başvuru rekabetinin de etkili olduğu değerlendiriliyor.
Kapsamlı Bir Hazırlık Süreci...
Adana Valiliği’nin öncülüğünde yürütülen süreçte, büyükşehir ve ilçe belediyeleri, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri aylarca hazırlık yaptı. Kentin gastronomik mirasını, tarihsel mutfak kültürünü ve üretim zincirini anlatan kapsamlı bir dosya UNESCO’ya sunuldu.
Vali Yavuz Selim Köşger, süreci yakından takip ettiklerini ve başvurunun Adana’nın geleceği açısından önemli bir adım olduğunu her fırsatta vurgulamıştı. Ancak sonuç açıklandığında, kentte büyük bir hayal kırıklığı yaşandı.
“Bu Bir Son Değil, Başlangıç”
Yine de Adana pes etmeye niyetli değil. Yerel yöneticiler ve sektör temsilcileri, bu sonucu yeni bir başlangıç olarak değerlendiriyor. Yetkililer, eksikliklerin tespit edilerek dosyanın yeniden güçlendirileceğini, önümüzdeki dönemde daha iddialı bir başvurunun yapılacağını belirtiyor.
Adana’nın gastronomik potansiyeli, yalnızca mutfak kültürüyle değil; tarımsal üretim çeşitliliği, coğrafi işaretli ürünleri ve sokak lezzetleriyle de dikkat çekiyor. UNESCO unvanı bu yıl gelmedi belki ama Adana’nın “dünya mutfak haritası”ndaki yeri şimdiden sağlam.
