Adana Büyükşehir Belediyesi iştiraki Altın Koza A.Ş.’nin Genel Müdürü Hüseyin Orhan, tutuklu bulunan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’la ilgili dikkat çeken bir değerlendirmede bulundu. Orhan, Karalar’ın sadece bir siyasetçi değil, Adana’nın yıllardır özlemini duyduğu değişimin öncüsü olduğunu vurguladı. Adana’nın son 30 yılda sanayisi çökmüş, ticareti zayıflamış, çiçisi yıpranmış ve işsizlikte Türkiye ortalamasının üzerine çıkmış bir şehir haline geldiğini belirten Hüseyin Orhan, bu gidişata ilk ciddi müdahalenin Zeydan Karalar’la başladığını dile getirdi.


İŞTE HÜSEYİN ORHAN'IN O YAZISI:

Huseyin Orhan Altin Koza

Zeydan Karalar Neden Adanadır?

Son 30 yıldır kendi kaderine terk edilen Adana, Cumhuriyet tarihinin en önemli kentlerinden biri olmasına rağmen; sanayisi çökmüş, ticareti can çekişir hâle gelmiş, çiftçisi yorgun düşmüş, işsizlik ve yoksullukta ise Türkiye’nin en kötü durumdaki şehirlerinden biri olmuştur. Yıllarca sadece adliye önü olaylarıyla gündeme gelen bu güzel şehir, halktan kopuk ve duyarsız yöneticilerin elinde adeta mağdur edilmiştir.

Ancak Adanalı bunun farkındaydı ve artık bir değişim istiyordu.

Bu değişimin öncüsü ise gerçek bir Adanalı olan Zeydan Karalar’dı. Seyhan Belediye Başkanlığı ile başlayan ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile devam eden görev sürecinde Karalar, Adana’yı yeniden ayağa kaldırmak için gece gündüz demeden çalıştı.

Dokuz kardeşli yoksul bir ailenin çocuğu olan Zeydan Karalar, büyüdüğü varoşları asla unutmadı.

Sosyal belediyeciliğin sadece gıda kolisi dağıtmak olmadığını gösterdi. Açtığı onlarca kreş, dershane ve kütüphane ile hem yoksul ailelerin bütçelerine destek sağladı hem de eğitimde fırsat eşitsizliğini azaltmak için yerel çözümler üretti. On binlerce ihtiyaç sahibi aileye Halk Kart, emekli desteği gibi uygulamalarla ulaşarak derin yoksullukla mücadelede Adanalının daima yanında oldu.

Türk-İş oturma eylemi başlatıyor: "Hakkımızı Alana Kadar Kalkmayacağız"
Türk-İş oturma eylemi başlatıyor: "Hakkımızı Alana Kadar Kalkmayacağız"
İçeriği Görüntüle

Öylesine halkla iç içeydi ki, neredeyse her düğünde, cenazede bulunmaya çalışıyordu. Kimi zaman hayata geçirdiği bir projenin başında, kimi zaman sokaklarda halkın sorunlarını dinlerken, kimi zaman da bir kahvede oyun oynarken karşınıza çıkıyordu. Adanalı onu başkandan çok, ailenin bir üyesi gibi görüyordu.
Bir defasında kendisine “Bu kadar yere nasıl yetişiyorsunuz?” diye sorulduğunda,
“Ben halkımla yan yana olduğumda, onların sorunlarını çözdüğümde tüm yorgunluğumu atıyorum. Enerjimi onlardan alıyorum.” diye cevaplamıştı.

Adana’da sanayinin yeniden canlanması, ticaretin gelişmesi ve turizmin hak ettiği seviyeye ulaşması için büyük bir azimle çalışan Karalar, göreve geldiğinde devraldığı ağır borç yüküne rağmen belediyeyi mali disiplinle borç batağından kurtardı ve yatırım yapabilir hâle getirdi. Alt ve üst geçit projeleriyle trafik sorununu önemli ölçüde rahatlattı. Tutuklanmadan kısa süre önce temelini attığı projeleri, Silivri’deki tutukluluğu sırasında dahi yakından takip etmeye devam etti. Nereden ne kadar oy aldığına bakmadan, özellikle kırsal ilçelerde pandemi döneminde çiftçiye verdiği destekler, ASKİ hizmetleri ve yol çalışmalarıyla halkın büyük sevgisini kazandı. Her zaman önceliği insan odaklı hizmetler oldu.

Aynı zamanda kentin kültür-sanat hayatını canlandırmak adına önemli adımlar attı. Çünkü iyi bir Adanalı olarak, Adana’nın kadim tarihi dokusuyla bir sinema, edebiyat ve kültür-sanat kenti olduğunu çok iyi biliyordu. Bu güçlü tarihi yeniden gün yüzüne çıkarmak için onlarca tarihi konağı restore etti, yeni müzeler kurdu ve restorasyon çalışmalarına hız kesmeden devam etti.

Adana’daki tüm festivalleri destekledi; pek çoğunun ana yürütücüsü ve en büyük destekçisi oldu. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, Şehir Tiyatroları Festivali, Lezzet Festivali, Portakal Çiçeği Karnavalı ve kendisinin başlattığı Yaşar Kemal Sanat Günleri gibi etkinlikler sayesinde tüm sanat dünyasının gözü yeniden Adana’ya çevrildi.

Yurtiçi gezilerinde Adana’nın zengin kültürünü, eşsiz mutfağını ve köklü tarihini her platformda tanıttı. “Adana’ya gel, ciğerimi ye.” sözleri dilden dile dolaştı. Artık Adana kebabı kadar, Zeydan Karalar’la da anılır oldu. Milyonların katıldığı festivallerde tek bir adli olayın yaşanmaması, Adana’nın Türkiye gündeminde yeniden saygın bir yer edinmesini sağladı. Adana ile Zeydan, adeta birbirini tamamlayan iki güçlü markaya dönüştü.

Zeydan Karalar’ın başkanlık döneminde Adana artık sadece adliye haberleriyle değil; gerçek kimliği olan kültürü, sanatı, tarihi ve sıcak misafirperver insanlarıyla anılır hâle gelmiştir. Bu değişim, Adana’nın potansiyeline inanan, vizyon sahibi bir yönetimin eseridir.

İşte tam da bu yüzden “Adana Zeydandır” diyoruz. Ve bu yüzden diyoruz ki; tutuklu olan sadece Zeydan Başkan değil, tüm Adana’nın geleceğidir. En azından, adil bir yargılamanın Adana’da yapılmasını talep ediyoruz.