Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin Genel Müdürü Hüseyin Orhan, Türkiye'nin en çok okunan sanat yayını "Arka Plan Sanat Dergisi" için kaleme aldığı yazısında sinemanın toplumsal ve insani boyutuna dikkat çekti. Orhan, “Sinema umuttur, sinema barıştır, sinema özgürlüktür” sözleriyle yedinci sanatın evrensel gücünü vurguladı.


Hüseyin Orhan, Arka Plan Sanat Dergisi için kaleme aldığı ve sinemanın toplumsal rolünü derinlikli bir bakış açısıyla ele aldığı satırlarında yalnızca bir sanat dalından değil, insanlığın ortak vicdanından da söz etti. Ona göre sinema; umutların perdesi, barışın dili ve özgürlüğün en yalın ifadesi: “Sinema umuttur, sinema barıştır, sinema özgürlüktür.”

İşte Hüseyin Orhan’ın o yazısı:

"Sinema Barıştır, Sinema Özgürlüktür"

Her sanatçı, içinde bulunduğu çağın siyasi ve sosyal koşullarını kendi sanat disiplininde dışa vurmuştur. Bu durum, kimi zaman Nâzım Hikmet’in Vatan Haini şiirinde, kimi zaman Yaşar Kemal’in Binboğalar Efsanesi romanında ya da Yılmaz Güney’in Sürü filminde karşımıza çıkar. Benzer şekilde, farklı coğrafyalarda, dillerde ve inançlarda da aynı durum gözlemlenir. Sanatçı, toplumsal gerçekliklerini kendi sanatsal dilleriyle ifade eder.

Festivaller ise sanatın ve sanatçının halkla en geniş ölçüde buluştuğu, etkileşimin kurulduğu alanlardır. Bu nedenle de Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali ve düzenlediğimiz kültürel festivaller, yalnızca sinema sanatının konuşulduğu zaman dilimleri değildir.

Yirminci yüzyılın başında insanlık, iki büyük dünya savaşının acısını yaşamış, milyonlarca insan hayatını kaybetmiş ve savaşlardan sağ çıkabilenler de fiziksel ve ruhsal olarak büyük yıkımlar yaşamıştır. Günümüzde, karşı karşıya olduğumuz küresel krizler, savaşlar, işgaller, ekonomik buhranlar ve ekolojik felaketler de insanlık için kaos, savaş ve devasa acılar yaratmaya ve yaşatmaya devam etmektedir.

Bir yanda baskıcı rejimlerin nefessiz bıraktığı halklar; diğer yanda iktidar uğruna komşularına, farklı inançlara ya da milliyetlere karşı güç kullanan devletler... Bu tablo, dünyayı giderek derin bir insani dramın içine sürüklemektedir. Sonuçta ülkeler içine kapanmakta, önyargılar büyümekte, milliyetçi ve ırkçı yaklaşımlar siyasette zemin kazanmaktadır.

Tam da böyle bir dönemde bize düşen, güçsüzlüğün değil dayanışmanın, ötekileştirici kültürler arası diyaloğun kapılarını aralamaktır. İnsanların eşitliğini, kardeşliğini yükseltmek; ayrıştırmak yerine birleştirmek, nefret söylemlerini azaltarak, özgür ve insani yaraları da sarmanın yolunu açmaktır.

Sanat; bir çocuğun gözyaşını, bir annenin çığlığını, bir sürgünün özlemini, bir işçinin alın terini tüm dünya yurttaşlarına duyurabilmektedir.

İşte bu yüzden, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve festivalimizin onursal başkanı Sn. Zeydan Karalar’ın da katıldığı yürütme kurulu toplantısında, 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin teması “Barış ve Özgürlükler” olarak belirlendi. Çünkü biz de biliyoruz ki; insanlık için eşitlik, özgürlük, barış ve adalet en temel insani ihtiyaçtır.

Başkan Uludağ'dan Davet
Başkan Uludağ'dan Davet
İçeriği Görüntüle

Ayrıca biz, bu topraklardan yükselen sinemanın gücüyle, sınırların ve farklılıkların bir ayrışma değil, insanlığın en kıymetli hazinesi olan kültürel çeşitliliğin bir parçası olduğunu haykırmak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki insanlığın en büyük düşmanı, farklılıkları düşmanlık sebebi sayan kör ideolojilerdir.

Bütün yıllardır iktidarlar “ülke menfaati” söylemiyle savaşı ve zulmü meşrulaştırmaya çalıştı. Ne yazık ki bu anlayış bugün de sürmektedir. Ama biz, sanatımızla bu karanlığa karşı umut olmanın, özgürlüğü, eşitliği ve insan onurunu savunmanın sesini yükseltmek istiyoruz.

Altın Koza’nın ışığında buluşan her film, her sahne ve her hikâye bir barış çağrısıdır. Çünkü sanat aynasında görünen hakikatin, özgürlüğün ve kardeşliğin insanlığın en temel nefesi olduğunu, önyargının ve şiddetin durdurulamaz yıkıcılığını hatırlatıyoruz.

Bugün Adana’dan yükselen bu çağrı, yarın tüm dünyada yankı bulacaktır: Savaş değil barış, baskı değil özgürlük, nefret değil insanlık kazanacaktır.