Ankara’daki bir okulda yaşanan ve kamuoyunda büyük üzüntü yaratan öğrenci zorbalığı görüntüleri, değerli öğretmenimize yönelik kabul edilemez davranışla birlikte okullarda artan şiddet sorununu yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı.
Türkiye’de okullarda artan akran zorbalığı, davranış problemleri ve medya kaynaklı şiddet eğilimleri üzerine Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Derneği (SODIMER) önemli bir uyarıda bulundu. Dernek, her okulda “Akran Zorbalığını Önleme Birimi” kurulması ve disiplin kurullarının daha etkin işletilmesi gerektiğini açıkladı.
SODIMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, yaptığı değerlendirmede okul disiplin mekanizmalarının günümüz koşullarına göre yeniden yapılandırılmasının zorunlu hâle geldiğini belirtti.
“Akran Zorbalığı Erken Yaşlara İndi, Okullar Önlem İçin Hazırlıklı Olmalı”
SODIMER’in saha çalışmalarına göre akran zorbalığı artık sadece fiziksel ortamla sınırlı değil; dijital platformlara taşınarak çok daha görünmez bir hâl almış durumda. Prof. Dr. Eraslan, her okulda kurulacak Akran Zorbalığını Önleme Birimi’nin erken uyarı mekanizmaları geliştireceğini, vakaları takip edeceğini ve rehberlik servisleriyle koordineli çalışarak önleyici programları hayata geçireceğini ifade etti.
Rehberlik Servisleri İçin “Güçlendirilmesi Şart” Çağrısı
Okullardaki rehberlik servislerinin hem iş yükü hem insan kaynağı açısından yetersiz kaldığını söyleyen SODIMER, PDR servislerinin güçlendirilmesinin öğrencilerin davranış gelişimi açısından kritik olduğunu vurguladı.
“Rehberlik birimleri, akran zorbalığının tespiti, öğrencilerin psikososyal takibi ve disiplin süreçlerine destek açısından okul sisteminin omurgasıdır” diyen Eraslan, bu servislerin yetki ve kapasitesinin artırılmasını önerdi.
Disiplin Kurulları: “Etkin İşlerse Okul İklimi Güçlenir”
SODIMER’in açıklamasında dikkat çeken bir diğer başlık ise okul disiplin kurullarının işleyişi oldu. Disiplin süreçlerindeki tereddütler, farklı uygulamalar ve veliden gelen sosyal baskıların okullarda otoriteyi zayıflattığına dikkat çekildi. Eraslan, disiplin kurullarının daha hızlı, standart ve kararlı çalışmasının hem öğretmen otoritesini güçlendireceğini hem de okul güvenliğini artıracağını belirtti.
Dizilerdeki Şiddet Gençleri Etkiliyor: “Polat’tan Eşref’e Rol Model Sorunu”
SODIMER, gençlerin davranış kalıplarının medya içeriklerinden güçlü biçimde etkilendiğini de hatırlattı. Türkiye’de geniş kitlelerce izlenen dizilerdeki şiddet temelli karakterlerin, özellikle ergenlerde “güç” ve “adalet” sembolü olarak algılandığını ifade eden dernek, bu durumun şiddeti normalleştirdiğini vurguladı.
Prof. Dr. Eraslan, “Polat Alemdar’dan Eşref Tekke’ye uzanan karakterlerin genç zihinlerde idealize edilmesi, akran ilişkilerini ve çatışma çözme becerilerini olumsuz etkiliyor. Bunu göz ardı edemeyiz.” dedi.
Prof. Dr. Eraslan, şöyle konuştu: "Nesibe Aydın Okulları’nda uygulanan pozitif disiplin yaklaşımını ben de eğitim ortamlarımız için güçlü bir model olarak öneriyorum. Disiplinin cezalandırmaya değil, öğrencinin sorumluluk bilinci kazanmasına, öz denetimini geliştirmesine ve sosyal ilişkilerini güçlendirmesine hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Öğrenciyi yargılamak yerine davranışın nedenini anlamaya, onu dönüştürmeye ve çözüm üretmeye odaklanan bu yaklaşım; öğretmen–öğrenci iletişimini güçlendiriyor, aileyi sürece dâhil ediyor ve olumlu davranışı görünür kılarak okul iklimine kalıcı katkı sağlıyor. Eğitim sistemimizin tüm kademelerinde, hem akademik başarıyı hem sosyal-duygusal gelişimi destekleyen bu yapıcı ve kapsayıcı disiplin kültürünün yaygınlaştırılmasını önemsiyorum."
“Gençliğimiz En Büyük Sermayemiz”
SODIMER, eğitimin tüm paydaşlarına çağrıda bulunarak gençlerin dijital ve fiziksel ortamlarda korunmasının ulusal öncelik olduğunu hatırlattı.
Eraslan sözlerini şu cümleyle tamamladı; “Gençliğimiz en büyük sermayemizdir; onları korumak, doğru rehberlikle desteklemek ve güvenli okul ortamı sağlamak hepimizin sorumluluğudur.”




