-Aklımı kaçıracağım dostlar..

-Utanıyorum dostlar..

-Daralıyorum dostlar..

-Nefes alamıyorum dostlar..

-Tıkanıyorum dostlar..

-Ve tiksiniyorum dostlar.

Zonguldak ilimizin şirin ilçesi Devrek'te zabıta amirine GİT dendi..

Neden dendi?

Sebep ne?

"Halkıma sağlıksız ürün yedirmem" dediği için..

-Bu mudur?

-Evet budur.

-Bu kadar mıdır?

-Evet bu kadardır.

Efendiler...

-Benim güzel ülkemin neden "arpa boyu" yol almadığı, a-la-ma-ya-ca-ğı sadece ama sadece bu zottirik örnekle bile belli olmuştur..

Adam gibi bakar,

adam gibi davranırsın..

-DAM edilirsin.

Hakkaniyetli süzersin..

-Süzgeç'e dönüştürülürsün.

Haksızlık karşısında ayağa kalkıp, gereğini yaparsın..

-Gereksiz olursun.

"Bu kadar da çakallık olmaz be kardeşim" dersin..

-Çakallaştırılırsın.

"Vatandaşa kokuşmuş gıda satanı asla affetmem... Ben etsem Allah affetmez" diye kükrersin.

-Kükürdetilen olursun.

Dedim ya, bu güzel ülkede Adam olan değil, DANA gibi davranan, dandiklikler peşinde dolanan;

-tutmalar,

-haysiyetsizler,

-hayasızlar,

-zıpırlar,

-fırfırlar,

-fırıldaklar,

-kaşarlanmışlar,

-hacamatlar,

-güzüdoymazlar,

-aşağılıklar,

-çalanlar,

-çarpanlar,

-kul hakkı yiyenler -dalkavuklar "dal veriyor."

Zonguldak iline bağlı Devrek ilçesinde yaşanan, yaşatılan, en usta elden (!) çıkan TABLO malesef bu..

Dünyanın en büyük ressamlarından biri olan Picasso, bu tabloyu (!) görmüş olsaydı... Yemin ederim eline bir daha FIRÇA almazdı, a-la-maz-dı..

Utanırdı çünkü.

......

Belli olmuştur ki;

-Bu ülkede çok çalışmayacaksın..

-Önde olmayacak, öne çıkmayacaksın..

-İtirazsız bir hayat idame ettirip, her denene "evet" diyecek, emme basma tulumba misaline dönüşeceksin..

Dönüşmesen ne mi olur?

Devrek'teki zabıta amirine dönüşürsün.. Feleğin şaşırtılır, ferin söndürülür, kapının önüne ko-nu-ve-rir-sin..

Bu sözlerim, benim canım ülkemde herşeye "siyasi gözle bakan dallamalara" KISSA'dan, değil..

En UZUN'undan hissem olsun.