Adana dışında başka şehirde bu kadar ihanetçi bulmak neredeyse imkânsız. Adana’nın düşmana ihtiyacı yok; kendi kendisinin düşmanı… Kendi düşmanını yaratma huyu var Adanalıların. Tarih bunu kanıtlıyor; asırlar geçse de Adana’nın huyu değişmiyor.

Zeydan Başkan içeri alındığında şehir adeta deprem yaşadı..
İlk hafta şehir adeta ayağa kalktı: halk ve partililer mahalle mahalle mitingler yaptı, esip gürledi.
İkinci hafta İsmet İnönü Parkı’nda küçük gösterilere dönüştü,
üçüncü haftada Abidin Dino Parkı’nda Adalet Çadırı kuruldu…
Dördüncü hafta… sessizlik hâkim. Zeydan Başkan’ı hatırlayan yok..!

Bu durum CHP Genel Merkezi için de durum farklı değil. Her hafta İstanbul’un bir ilçesi, her hafta başka şehirler… Ama şimdilik sessizlik hâkim. Eee, nasıl olsun? TBMM tatile girdi, siyasiler yıllık izinlerini yapacak.

Tarih tekerrür ediyor, derler ya… İşte bu noktada Brütüs’ü hatırlamak gerekiyor. Mesela tarihteki en büyük ihanetlerden biri Brütüs’ün Sezar’a yaptığı saldırıdır. Roma’nın en büyük hainlerinden biri olarak bilinir. Ama gerçekten Brütüs hain miydi? Tüm siyasi ikbalini tehlikeye atmış, ifade hürriyetinin yılmaz savunucusu olarak Romalı soylular arasında bir nevi Prometheus gibi görülmüştü. Ama yine aynı sebeple bir kesim tarafından hain sayılırken, özellikle soylular gözünde Brütüs bir kahramandı. Evet, Sezar’ı öldürdü. Ama neden? Ve belki de bilinmeyen en çarpıcı gerçek Brütüs bir Adanalıydı.

Adana, tarih boyunca hem kendine hem de çevresine ihanet etmeyi bilen bir şehir olmuş. Brütüs’ün Adanalı olması ise, belki de bu huyun köklü olduğunu gösteren tarihi bir tesadüf.

Adana, Brütüs ve “Kendi Düşmanımız Kendimiz” Sendromundan kurtulabilir mi?

Sanmıyorum.

Adana’da “kendi düşmanımızı yaratma” huyu yeni değil; Brütüs’ten beri süregelen köklü bir gelenek olabilir. Belki de Zeydan Başkan’a gösterilen tepkinin ardında sadece siyasi rekabet değil, yüzyıllardır süregelen bir Adana geleneği vardır… Kendi kendine ihanet etmek, sonra da şaşırmak. Belki de Adana’nın tarihi, kendi kendine ihanet edenlerin şehri olarak yazılmış… ve biz hâlâ şaşkınız.